28 Aralık 2009 Pazartesi

DEPREMDEN KORUNMA YOLLARI



Bazen büyüklerimizden “ Ben ayağım yerde olmadan kendimi güvende hissedemem.” ya da “ Uçaktan inince toprağı öptüm.” gibi sözler duyarız. Bu genellikler büyüklerimizin bir araca binmekten ürktükleri zaman kullandıkları cümlelerdir. Peki, acaba bastığımız yer o kadar güvenli mi?
Yer kabuğunun altında daima bir hareketlilik vardır. Bu hareketlilikler ara sıra kırılmalara neden olur. Bu kırılmaların titreşimi yeryüzünde hissedilerek, yeryüzünün sarsılmasına neden olur. Biz bu doğa olayına deprem diyoruz. Deprem yanardağ patlamaları sonucunda da oluşabilir.
Deprem konusunu inceleyen bilim dalına sismoloji denir. Sismoloji, depremin ne zaman olacağını değil, depremin nasıl oluştuğunu, yayıldığını, deprem şiddetini inceler. Bu incelemeler ile ilgili kayıtları tutar. Bu nedenle “ Deprem olacak.” gibi haberlere inanmamalıdır. Ancak her zaman deprem olacakmış gibi hazırlıklı olunmalıdır.
Deprem şiddetini ölçen aletler, ortaya çıkan enerjiyi ölçmektedir. Deprem şiddetini ölçen alete sismograf denir. Deprem aniden ortaya çıktığı için, çoğu zaman insanları hazırlıksız yakalar. Binaları yıkabilir. Denizlerde “tsunami” denilen felakete neden olur. Tsunami de dev dalgalar oluşur. Yerleşim yerleri sular altında kalır.
Türkiye, deprem kuşağında olduğu için yapmamız gereken deprem öncesi, deprem anında ve deprem sonrası yapılması gerekenleri öğrenip uygulamaktır. Mademki sürekli deprem tehdidi ile karşı karşıyayız. O halde deprem ile yaşamayı öğrenmeliyiz. Hiç zarar vermeden olup biten depremlerde bile bilinçsizce davranışlarla sakat kalan, yaralanan insanları duymuşsunuzdur.
Depremden önce, ailemizle olası bir depreme karşı alınacak tedbirlerle ilgili bir toplantı yapmalısınız. Sarsıntı anında düşebilecek olan eşyaları sabitlemelisiniz. Evin güvenli yerlerini tespit etmelisiniz. Her zaman hazır şekilde duracak bir deprem çantanız olmalıdır. İçinde ilkyardım malzemesi, battaniye, fener, pil, düdük, bisküvi ve konserve gibi kuru yiyecekler, yedek kıyafet, biraz para, su, radyo olmalıdır. Ayrıca, aile fertleri deprem anında farklı yerlerde olursa, buluşacakları bir yer ve ortak arayacakları bir telefon numarası belirlemelidirler.
Deprem anında paniğe kapılmadan büyük ve sağlam bir eşyanın yanına yan yatıp, elimizle kafamızı korumalıyız. Bu pozisyona “cenin pozisyonu” denir. Cenin pozisyonu, ana karnında çocuğun duruş pozisyonudur. Yukarıdan bir kolonun düşmesi durumunda zemin ile büyük kütleli bir eşya arasında üçgen şeklinde bir boşluk oluşur. Bu üçgen “yaşam üçgenidir” ve yaşam kurtarır. Deprem anında, merdivenleri ve asansörleri kullanmamalı, sarsıntı bitene kadar dışarı çıkmaya çalışmamalıyız.
Depremden sonra hava gazı, elektrik, su vanalarını kapatmayı unutmamalıyız. Hemen açık bir alana çıkmalı ve ailemizle buluşma noktamıza gitmeliyiz. Bu arada balkon altlarından geçmemeli, yıkık binalara yaklaşmamalıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder